30 Ocak 2014 Perşembe

“Şemsiye Etkisi ve Üç Katına Kadar Tazminat II"

12.7.2012 tarihinde yazmış olduğum “Şemsiye Etkisi ve Üç Katına Kadar Tazminat” konulu yazımın üstünden yaklaşık 13.5 aylık bir zaman geçmiş ve neredeyse “şemsiye etkisi” kavramını unutmaya başlamışken,  CJEU’dan konuyla ilgili bugün bir haber çıkmış ve konu gerçekten ilginç bir hal almıştır.
Konuyu kısaca özetlemek gerekirse satır başları şu şekildedir:
1) Avusturya’da faaliyet gösteren beş asansör üreticisi teşebbüsse Viyana Bölge Yüksek Mahkemesi tarafından 14.12.2007 tarihlinde açıklanan karar ile toplam 75.4 milyon Euro para cezası verilmiştir.
2) Viyana Bölge Yüksek Mahkemesi kararı üzerine Avusturya Demiryolu Şirketi tarafından bir tazminat davası açılmıştır.
3) Davanın konusu,  Avusturya Demiryolu Şirketi’nin, idari para cezası verilen asansör kartelinin geçerli olduğu süre içinde kartel mensubu olmayan, dolayısıyla bahse konu fiyat anlaşmasının tarafı niteliği bulunmayan asansör üreticisi teşebbüslerden yaptığı alımlar nedeniyle maruz kaldığı zararların tazminini bizzat söz konusu kartel mensubu teşebbüslerden talep etmesidir. 
4) Avusturya Demiryolu Şirketi, Avusturya asansör pazardaki en büyük üreticiler konumunda olan ve pazardaki ağırlığı büyük olan bu teşebbüslerin yaptığı fiyat anlaşması nedeniyle yükselen asansör fiyatlarının sebep olduğu şemsiye etkisiyle (küçük teşebbüslerin, pazarın büyük bir kısmına sahip olan karteli takip etmesi ve onların kartel fiyatın etkilenmesi de denebilir), kartelin geçerli olduğu dönemde (her ne kadar kendi alım yaptığı teşebbüs kartel mensubu olmasa da) pazardaki tüm asansör fiyatlarının suni biçimde yükseldiği ve bu nedenle şirketin zarara uğradığını iddia edilmiştir.

5) Avusturya Demiryolu Şirketi bu iddia ile ilk derece mahkemesine başvurmuş ve ilk derece mahkemesi bu başvuruyu “…kartel mensubu olmayan bağımsız şirketlerin yine bağımsız olan fiyat hareketlerinden kartel mensupları sorumlu tutulamaz çünkü bu iki durum arasında bir illiyet bağı bulunmamaktadır…” diyerek reddetmiştir.

6) Avusturya Demiryolu Şirketi, ilk derece mahkemesinin bu kararını temyiz etmiş ve olayı Avusturya Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştır.  Önüne gelen bu başvuruyu inceleyen Avusturya Yüksek Mahkemesi, başvuruyu kabul etmiş ve dosyayı Avrupa Birliği Adalet Divanı’na (CJEU)  taşımıştır.

Aralık ayı içinde CJEU’da yapılan duruşmalarda taraflar dinlenmiştir. Avusturya Demiryolu Şirketi, şemsiye etkisi nedeniyle kartel mensubu olmayan bir asansör şirketinden yaptığı alımlar nedeniyle zarar uğradığını ileri sürmüş ve kartel üyelerinin bu tazmin etmesi gerektiği talebini yinelemiştir.

AG Juliane Kokott tarafından mahkemeye verilen mütalaada,

1) Avrupa Birliği'nde uygulanan rekabet kurallarının, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin kendi kanunlarıyla, rekabet ihlalleri nedeniyle oluşan zararlarını tazmin etmek isteyenlerin davacıların bu taleplerinin, dışlayıcı (3 katına kadar tazminat davaları sadece kartel mensubu şirketlerin taraf olduğu işlemleri ilgilendirir) bir yorum yapılarak engellenemeyeceğini,

2) Bu nedenle, “otomatik olarak” değil ancak her bir dosya çerçevesinde yapılacak detaylı inceleme sonucunda, kartel nedeniyle ilgili ürün pazarlarında fiyat artışı varsa, bu artıştan dolaylı olarak kar elde eden ve kartel mensubu olmayan şirketlerin yaptığı yüksek fiyatlı satışlar sonucu oluşan zarardan da kartel üyelerinin sorumlu tutulabileceğini belirtmiştir.

AG Juliane Kokott, mütalaanın Mahkeme tarafından kabulü halinde özellikle ülke mahkemelerindeki iş yükünü inanılmaz artıracağı şeklindeki yorumlarına, “rekabet ihlalleri nedeniyle oluşan zararların özel hukuk aracılığı ile tazmini için davacıları bekleyen yüksek ispat standartları ve zararın tespiti konusunda yaşanan zorluklar düşünüldüğünde, şemsiye etkisi doktrini kabul de görmüş olsa, her önüne gelenin değil, ancak böyle bir dava açarsa bunun artıları ve eksileri ne oluru iyice düşünen kişilerin” dava açacağını belirterek, ülke mahkemelerinde iş yükünün çok artacağı iddialarına itibar edilmemesi gerektiğini belirtmiştir.

AG Juliane Kokott tarafından verilen bu mütalaanın her ne kadar Mahkeme heyeti üzerinde bağlayıcı olmasa da, Mahkeme’nin kararını bu yönde vermesi halinde, rekabet ihlallerinin özel hukuktaki sonuçları anlamında rekabet dünyasında yeni bir episod’un başladığı söylemek yanlış olmayacaktır.


Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle…