12.7.2012 tarihinde yazmış olduğum “Şemsiye Etkisi ve Üç Katına Kadar
Tazminat” konulu yazımın üstünden yaklaşık 13.5 aylık bir zaman geçmiş ve
neredeyse “şemsiye etkisi” kavramını unutmaya başlamışken, CJEU’dan konuyla
ilgili bugün bir haber çıkmış ve konu gerçekten ilginç bir hal almıştır.
Konuyu kısaca özetlemek gerekirse satır başları şu şekildedir:
1) Avusturya’da faaliyet gösteren beş asansör üreticisi teşebbüsse Viyana
Bölge Yüksek Mahkemesi tarafından 14.12.2007 tarihlinde açıklanan karar ile
toplam 75.4 milyon Euro para cezası verilmiştir.
2) Viyana Bölge Yüksek Mahkemesi kararı üzerine Avusturya Demiryolu Şirketi
tarafından bir tazminat davası açılmıştır.
3) Davanın konusu, Avusturya Demiryolu Şirketi’nin, idari para
cezası verilen asansör kartelinin geçerli olduğu süre içinde kartel mensubu olmayan, dolayısıyla bahse konu fiyat anlaşmasının tarafı
niteliği bulunmayan asansör üreticisi teşebbüslerden yaptığı alımlar nedeniyle
maruz kaldığı zararların tazminini bizzat söz konusu kartel mensubu
teşebbüslerden talep etmesidir.
4) Avusturya Demiryolu Şirketi, Avusturya asansör pazardaki en büyük
üreticiler konumunda olan ve pazardaki ağırlığı büyük olan bu teşebbüslerin
yaptığı fiyat anlaşması nedeniyle yükselen asansör fiyatlarının sebep olduğu şemsiye etkisiyle (küçük
teşebbüslerin, pazarın büyük bir kısmına sahip olan karteli takip etmesi ve
onların kartel fiyatın etkilenmesi de denebilir), kartelin geçerli olduğu
dönemde (her ne kadar kendi alım yaptığı teşebbüs kartel mensubu olmasa da)
pazardaki tüm asansör fiyatlarının suni biçimde yükseldiği ve bu nedenle
şirketin zarara uğradığını iddia edilmiştir.
5) Avusturya Demiryolu Şirketi bu iddia ile ilk derece mahkemesine
başvurmuş ve ilk derece mahkemesi bu başvuruyu “…kartel mensubu olmayan bağımsız şirketlerin yine bağımsız olan fiyat
hareketlerinden kartel mensupları sorumlu tutulamaz çünkü bu iki durum arasında
bir illiyet bağı bulunmamaktadır…” diyerek reddetmiştir.
6) Avusturya Demiryolu Şirketi, ilk derece mahkemesinin bu kararını temyiz
etmiş ve olayı Avusturya Anayasa Mahkemesi’ne taşımıştır. Önüne
gelen bu başvuruyu inceleyen Avusturya Yüksek Mahkemesi, başvuruyu kabul etmiş
ve dosyayı Avrupa Birliği Adalet Divanı’na (CJEU) taşımıştır.
Aralık ayı içinde CJEU’da yapılan
duruşmalarda taraflar dinlenmiştir. Avusturya Demiryolu Şirketi, şemsiye etkisi
nedeniyle kartel mensubu olmayan bir asansör şirketinden yaptığı alımlar
nedeniyle zarar uğradığını ileri sürmüş ve kartel üyelerinin bu tazmin etmesi
gerektiği talebini yinelemiştir.
AG Juliane Kokott tarafından mahkemeye verilen
mütalaada,
1) Avrupa Birliği'nde uygulanan rekabet
kurallarının, Avrupa Birliği üyesi ülkelerin kendi kanunlarıyla, rekabet ihlalleri nedeniyle oluşan zararlarını tazmin etmek isteyenlerin davacıların bu taleplerinin, dışlayıcı (3 katına kadar tazminat davaları sadece kartel mensubu
şirketlerin taraf olduğu işlemleri ilgilendirir) bir yorum yapılarak engellenemeyeceğini,
2) Bu nedenle, “otomatik olarak” değil
ancak her bir dosya çerçevesinde yapılacak detaylı inceleme sonucunda, kartel
nedeniyle ilgili ürün pazarlarında fiyat artışı varsa, bu artıştan dolaylı olarak
kar elde eden ve kartel mensubu olmayan şirketlerin yaptığı yüksek fiyatlı satışlar
sonucu oluşan zarardan da kartel üyelerinin sorumlu tutulabileceğini belirtmiştir.
AG Juliane Kokott, mütalaanın Mahkeme
tarafından kabulü halinde özellikle ülke mahkemelerindeki iş yükünü inanılmaz
artıracağı şeklindeki yorumlarına, “rekabet
ihlalleri nedeniyle oluşan zararların özel hukuk aracılığı ile tazmini için
davacıları bekleyen yüksek ispat standartları ve zararın tespiti konusunda
yaşanan zorluklar düşünüldüğünde, şemsiye etkisi doktrini kabul de görmüş olsa,
her önüne gelenin değil, ancak böyle bir dava açarsa bunun artıları ve eksileri
ne oluru iyice düşünen kişilerin” dava açacağını belirterek, ülke
mahkemelerinde iş yükünün çok artacağı iddialarına itibar edilmemesi
gerektiğini belirtmiştir.
AG Juliane Kokott tarafından verilen bu mütalaanın
her ne kadar Mahkeme heyeti üzerinde bağlayıcı olmasa da, Mahkeme’nin kararını
bu yönde vermesi halinde, rekabet ihlallerinin özel hukuktaki sonuçları
anlamında rekabet dünyasında yeni bir episod’un başladığı söylemek yanlış
olmayacaktır.
Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle…