Yeni yılın bu ilk
yazısında sizlerle Nexans SA ve Prysmian SpA hakkında yürütülen soruşturmanın
temyiz sürecinde General Court’un (GC) 14.11.2012 tarih, T-135/09 sayı ile vermiş
olduğu kararı paylaşmak istiyorum.
Nexans SA ve Prysmian
SpA hakkındaki soruşturma kararı, yapılan bir pişmanlık başvurusu üzerine 2009
yılında Avrupa Komisyonu’nun C (2009) 92/1 sayılı kararı ile verilmiş ve
kararın yapılacak yerinde incelemeye esas teşkil edecek 1. maddesi aşağıdaki
şekilde kaleme alınmıştır:
“… Nexans …, together with all the
companies it directly or indirectly controls, including Nexans France …, is
obliged to submit to an inspection in relation to its (their) potential
participation in anti-competitive agreements and/or concerted practices
contrary to Article 81 EC … in relation to the supply of ‘electric cables’ and material associated with such supply,
including, amongst others, high voltage underwater electric cables, and, in
certain cases, high voltage underground electric cables. Those agreements
and/or concerted practices consist of the offering of concerted bids in public
tenders, client allocation, as well as the illegal exchange of
commercially-sensitive information relating to the supply of those products…
The inspection can take place at all the premises controlled by the company
…
… Nexans …, together with all the
companies it directly or indirectly controls, including Nexans France …,
authorises the officials and other persons mandated by the Commission to
proceed with an inspection, and it authorises the officials and other persons
mandated by the competition authority of the Member State or nominated by the
latter to this effect to help them access all the premises and means of
transport during normal office hours. It submits to inspection of the books as
well as any other professional document, whichever its medium, if the officials
or persons mandated request this and will allow them to examine these documents
at the premises and to take or obtain under any format a copy or an extract of
those books or documents. It authorises the sealing of all commercial premises
and books or documents for the duration of the inspection and to the extent
necessary for the purposes of the inspection. It immediately gives, at the
premises, oral explanations relating to the subject-matter and purpose of the
inspection if those officials or persons ask for such explanations and
authorises any representative or member of staff to give such explanations. It
authorises the recording of those explanations under whichever format…’”
Avrupa Komisyonu, ilgili
kararda yerinde inceleme tarihi olarak 28.1.2009 tarihini belirlenmiş ve
belirlenen tarihte Nexans SA’da Komisyon uzmanları ve Fransız Rekabet Kurumu
uzmanlarınca yerinde inceleme başlatılmıştır. Yerinde incelemeyi gerçekleştiren
uzmanlar özellikle Nexans SA’da çalışan Bay A (Yüksek Gerilim Kabloları İş
Grubu), Bay B (Yüksek Gerilim Kabloları İş Grubu) ve Bay C’nin (Yeraltı
Yüksek Gerilim Kabloları) bilgisayarlarını incelemek ve odalarında
yerinde incelemek yapmak istediklerini şirket yetkililerine bildirmişlerdir.
Şirket yetkilileri, Bay
A ve Bay B’nin şirkette olduğunu ancak Bay C’nin şirket dışında bir iş seyahatinde
olduğunu ve 30 Ocak 2009 tarihinde şirkete döneceğini Komisyon uzmanlarına
bildirmiştir. Uzmanlarca Bay A, Bay B, Bay
D (Yüksek Gerilim Kabloları İş Grubu) ve E’nin (Yüksek Gerilim Kabloları İş
Grubu) odalarında yerinde incelemeler yapılmış ve gerekli görünen belgelerin,
elektronik postaların birer nüshası ile bahse konu kişilerin bilgisayarlarının
hard-disklerine ait görüntü dosyaları daha sonra yapılacak detaylı bir inceleme
için alınmıştır.
30 Ocak sabahı yani
yerinde incelemenin üçüncü gününde Bay C’nin bilgisayarı şirkete ulaşmış ve
Komisyon uzmanlarınca incelenmiştir. Daha sonra, Komisyon uzmanları, Bay C’nin
bilgisayarında bulunan belirli belge ve elektronik postalarla ilgili olarak Bay
C ile görüşülmek istendiği talebi şirket yetkililerine iletilmiştir. Bu talep
üzerine şirket avukatları nezdinde Komisyon uzmanları ile Bay C görüşme yapmış
ve görüşme tutanak altına alınmıştır.
Çeşitli ülkelerde eş
zamanlı olarak yürütülen yerinde incelemelerin tamamlanmasının ardından Nexans
SA 7 Nisan 2009’da mahkemeye başvurmuş ve yerinde inceleme kararının iptal
edilmesini, Komisyon’un belirli bilgisayarların hard-disklerini kopyalayarak
götürmesinin kanuni olmadığının tespit edilmesini, Bay C ile yapılan ve tutanak
altına alınan görüşmenin iptal edilmesini talep etmişlerdir (bu üç itiraza
ilaveten dört farklı başlıkta daha itirazlar bulunmaktadır ancak konuyla ilgili
olmadığı için burada yer vermiyorum). Bahse konu taleplere ilişkin yapılan
incelemeler ve dava süreci 22 Ekim 2012’de tamamlanmış ve GC kararını
14.11.2012’de açıklamıştır.
Nexans SA tarafından mahkemeye
yapılan başvuruda ileri sürülen “yerinde inceleme kararının iptali” iddiası
esas olarak “ilgili ürün pazarı” ve “ilgili coğrafi” pazar çok geniş ve
sınırları belirsiz biçimde tanımlanmış iddialarına dayanmaktadır. Bir başka
ifade ile, yerinde inceleme kararının iptali itirazı iki alt başlık halinde yapılmıştır.
İlgili ürün pazarının
çok geniş ve sınırları belirsiz biçimde belirlenmiş olması sonucu olması
gerekenden daha geniş bir kapsam ile Nexans SA’da yerinde inceleme yapılmış
olması aslında yazımın başlığında ifadeyi yani “fishing expedition” ifadesini
gündeme getirmiştir. Nexasns SA’nın mahkeme sürecinde yaptığı savunmalarda bu
hususun altı müteaddit defalar çizilmiş ve alınan yerinde inceleme kararının
özensiz ve inceleme konu ilgili ürün pazarının sınırlarının ne olduğunun
yeterince açık biçimde ortaya konulmamış bir karar olduğu belirtilmiştir.
Ayrıca, yine Nexans SA
tarafından yapılan savunmalarda, yerinde inceleme kararının bu şekilde kusurlu
(geniş/belirsiz) olması nedeniyle, Komisyon uzmanlarınca yapılan yerinde
incelemede Nexans SA’nın “savunma haklarının” kısıtlandığı, bu nedenle Komisyon
uzmanlarınca alınan hiçbir belge için bu belge alınabilir ya da bu belge yetki
belgesi dışındadır alınamaz veyahut buraya bakabilirsiniz ama buraya
bakamazsınız şeklide itiraz edilemediği vurgulanmıştır. Dolayısıyla, Komisyon
uzmanlarının aslında yeterli ve ikna edici gerekçelere sahip olmadan, yerinde
inceleme kararında ‘elektrik kablosu’ olarak belirlenen çok geniş bir pazar tanımına
dayanarak, Nexans SA’nın ‘elektrik kablosu’ pazarının alt pazarlarında olan ve
Komisyon’un bir rekabet ihlalinden şüphelendiği su altı yüksek gerilim
kabloları dışındaki pazarlardaki faaliyetlerine ilişkin birçok belge aldığı ileri
sürülmüştür.
GC’nin gerekçeli
metninde yer verdiği savunmalar ile yaptığı tespitler şu şekilde olmuştur:
· “Anlaşmanın 81. ve 82. Maddesinde Ortaya
Konulan Rekabet Kurallarının Uygulanmasına İlişkin” 1/2003 sayı, 16.12.2002
tarihli Yönetmelik’in (1/2003 sayılı Yönetmelik), 20(4) numaralı maddesi
uyarınca bir yerinde inceleme kararının iki temel unsuru vardır: Yerinde incelemenin
konusu ve amacının açık biçimde yazılması.
· Bu iki temel unsur, bir özel sektör
tüzel kişisinin ticari dünyasına dışarıdan bir müdahalenin haklı bir sebebe
dayanmasını, bünyesinde yerinde inceleme yapılan teşebbüsün işbirliğinin
sınırlarının ne olacağını ve 7.12.2000 tarihinde Fransa’nın Nice şehrinde
yapılan görüşmeler sonunda kabul edilen Avrupa Birliği Temel Haklar
Bildirgesi’nin 1. paragrafında düzenlenen kutsal savunma hakkının korunmasını
garanti altına almaktadır.
· Avrupa Komisyonu, bir yerinde
incelemenin konusu ve sınırlarını herhangi bir keyfiliğe yer vermeyecek biçimde
kesin biçimde belirlemeli, yetki belgeleri teşebbüslerin savunma hakkını
kısıtlamamak için olabildiğince açık olmalı; ancak, bir pişmanlık başvurusu
veyahut Komisyon bünyesinde inceleme yapılan teşebbüsler hakkında hazırlanmış
bütün belgeleri de taraflara ifşa ederek Komisyon’un elindeki en etkili delil
toplama aracı olan yerinde inceleme sürecinin etkinliğine halel
getirilmemelidir.
· Yukarıda atıf yapılan paragrafta,
Komisyon’un Nexans SA ve Prysmian SpA hakkında yürütülen soruşturma kapsamında
yapılan yerinde incelemenin konusunu “…elektrik kabloları ve onunla ilgili su
altı ve yer altı yüksek gerilim kabloları gibi diğer materyallerin arzı..” olarak
belirlediği görülmektedir.
· Davacı Nexans SA, yerinde inceleme
konusu olan “elektrik kabloları” ifadesinin çok genel bir ifade olduğunu ve
içine yüzlerce hatta binlerce çeşit farklı elektrik kablosunun (telefon
kabloları, evsel tüketime tabi elektrik kabloları, elektronik ürünler içinde
kullanılan elektrik kabloları gibi) ve onların ilgili olduğu birçok farklı
ilgili ürün pazarının (sayaçlar, şalter cihazları ve transformatörler
gibi) girebileceğini ileri sürmüştür.
Ayrıca Komisyon’un “…onunla ilgili diğer materyaller” demek suretiyle bu
binlerce çeşit elektrik kablosu veya ilgili ürün arasından hangilerinin dikkate
alınacağının sınırlarının çizilmediği de ileri sürülmüştür.
· Davalı Komisyon ise yaptığı savunmada,
su altı ve yer altı yüksek gerilim kablolarının sadece örnek olarak
sayıldığını, tahdidi olmadığını ve Nexans SA ile birlikte soruşturma konusu
olan diğer teşebbüslerin elektrik kablolarının kullandığı çeşitli pazarlarda
rekabet kurallarını ihlal ettiklerine dair kuvvetli şüpheleri olduğunu ileri
sürmüştür.
GC tarafından verilen
kararda, yerinde inceleme kararında yer alan ilgili ürün pazarı veyahut ilgili
coğrafi pazar kavramlarının çok geniş veya sınırlarının belirsiz olduğu
iddialarını reddedilmiştir. Buna göre GC, yerinde inceleme kararında yer alan
“elektrik kabloları” ifadesinin Komisyon’un savunmasında belirttiği gibi bütün
elektrik kablolarını kapsayabileceğini, kararda atıf yapılan su altı ve yer
altı elektrik kablolarının sadece birer örnek olarak değerlendirilmesi
gerektiğini (tahdidi olmadığını) ifade ederek Komisyon’un 1/2003 sayılı
Yönetmelik ile kendisine verilen sorumluluğu yerine getirdiği sonucuna
varmıştır.
GC, davacı Nexans
SA’nın 1/2003 sayılı Yönetmeliğe aykırı uygulamalar yapıldığına ilişkin
itirazını yukarıda belirttiğim gibi reddetmiş ancak gerekçeli kararın 58.
paragrafında Nexans SA’nın “fishing expedition” itirazına ilişkin ayrı bir
değerlendirme yapılmasını gerektiğini belirterek, kararın 59-94. paragrafları
arasında “fishing expedition” iddiasıyla ilgili detaylı bir değerlendirme
yapmıştır. Tarafların konuya ilişkin savunmaları ile GC’nin tespitleri şu
şekildedir:
· Davacı Nexans SA, Komisyon’un bir
rekabet ihlalinden şüphelenebileceği tek sektörün su altı yüksek gerilim
kabloları olduğunu ileri sürmektedir.
· Bu tespite dayanak olarak da Nexans SA
bünyesinde yapılan yerinde incelemede görüşülmek istenen kişilerin (Bay A, B, D
ve E) sadece su altı yüksek gerilim kablolarının satış ve pazarlamasında çalışıyor
olması ile yapılan yerinde incelemeler akabinde Komisyon tarafından yapılan
basın açıklamasında yer verilen ifadeler gösterilmektedir.
· Bu nedenle, davacı Nexans SA,
Komisyon’un aslında sadece su altı yüksek gerilim kablolarına ilişkin olması
gereken bir incelemeyi, konusunun dışına taşırarak teşebbüsün faaliyet konusu
diğer alanlara da sirayet ettirmiş ve yetkisi dahilinde olmayan bilgi ve
belgeleri alarak (örneğin yer altı yüksek gerilim kabloları pazarında çalışan Bay
C’nin odasında ve bilgisayarında yerinde inceleme yaparak veyahut onunla
görüşme yaparak) “fishing expedition” yaptığı ileri sürülmüştür.
· Komisyon’un bu iddia karşısındaki
savunması da yine iki argümandan oluşmaktadır: 1) Bir teşebbüs, 1/2003 sayılı
Yönetmelik’in 20(4) maddesi uyarınca alınmış bir yerinde inceleme kararı
çerçevesinde, sadece yerinde inceleme yetki belgesine konu olan pazarlardaki
faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgelerin alınması için değil, istenmesi
halinde faaliyet gösterdiği tüm sektörlere ilişkin bilgi ve belgelerin Komisyon
uzmanlarınca paylaşılması konusunda işbirliği içinde olmak zorundadır. 2) Su
altı yüksek gerilim kabloları yanında Nexans SA’nın ‘elektrik kabloları’ üst
başlığı altında yürüttüğü diğer pazarlardaki faaliyetlerine ilişkin bilgi ve
belgelerin alınmasını haklı gösterecek nedenlere ve şüphelere sahip olduğunu
belirtmiştir.
·
Yerinde inceleme mekanizması, Komisyon veyahut
ülke rekabet otoriteleri isteyecekleri belgeleri zaten tam olarak önceden
biliyor olsaydı anlamsız bir süreç halini alacak ve yararlı bir amaca hizmet
etmeyecek bir mekanizma olurdu. Bu bakımdan, yerinde inceleme, Komisyon’un
sahip olmadığı veyahut eksik biçimde sahip olduğu bilgileri toplamak ve olası
bir rekabet ihlali olup olmadığını ortaya çıkarmak için başvurulan çok güçlü ve
vazgeçilmez bir araç olarak tanımlanabilir.
· Böyle güçlü bir araç olmadığı
varsayıldığında, Komisyon’un, elde etmek istediği belgelerin elde edilme
ihtimalini ancak ve ancak kendisiyle işbirliği yapan teşebbüslerin “işbirliği
derecesine” bağlayacaktır ki bu durumun rekabet hukukunun Avrupa Birliği
nezdinde uygulamasını ve caydırıcılığını derinden sarsacak sonuçlara yol açması
kaçınılmazdır.
· Komisyon’un, 1/2003 sayılı Yönetmelik
çerçevesinde bilgi sahibi olmadığı veyahut eksik bilgiye sahip olduğu bilgileri
teşebbüsler nezdinde ararken, herhangi bir belgenin inceleme konusu kapsamında
olup olmadığına kanaat etmek ve olası bir delilin ‘kapsamda değil’ denilerek
inceleme konusu teşebbüs tarafından saklanmasını önlemek için, soruşturma
kararında kaleme alınan yetki metninde belirtilmeyen ya da kapsanmayan belirli
dosyaları da inceleyebilir.
· Yukarıda belirtilenler saklı kalmak
kaydıyla, 1/2003 sayılı Yönetmelik’in 20(4) maddesi uyarınca Komisyon, yerinde
incelemeler esnasında yapacağı incelemeyi ve soruşturma kararında belirtilen
sektörler (konu) ile sınırlamalı, bu doğrultuda, inceleme konusu teşebbüsün
başkaca sektörlere ait belgelerini almamalı ve bir şekilde almışsa bile o
belgeleri kullanmaktan imtina etmelidir.
· Komisyon böyle bir kısıtlama ile
frenlenmemiş olsa, o zaman bir rekabet ihlali şüphesi olan her durumda teşebbüslere
gidilip, ihlal şüphesi olan sektör(ler)den bağımsız olarak teşebbüslerin baştan
aşağı incelenmesi ve bunun sonucunda da bütün bilgi, belge ve elektronik
verilerinin alınabilmesi mümkün olacaktır ki böyle bir uygulama, demokrasi ile
yönetilen toplumlarda bireylerin sahip olduğu savunma hakkıyla örtüşmeyen ve
onu kısıtlayan bir uygulama olacaktır.
· Böyle keyfi bir uygulama, 1/2003 sayılı
Yönetmelik’in 20(4) maddesinde yer alan ilgili ürün pazarı ve ilgili coğrafi
pazarın yeterince açık ve sınırları çizilmiş olması zorunluluğunu, ‘dostlar
alışverişte görsün’ mantığıyla uygulanan teknik bir ayrıntıya dönüştürecektir
ki bu da vurgulanması gereken ikinci önemli tehlikedir.
· Bu bakımdan, inceleme konusu dosyada,
Komisyon’un, Nexans SA’nın sadece su altı elektrik kabloları pazarındaki değil (pişmanlık
başvurusunun yapıldığı ve elde bilgi ve belgenin olduğu pazar budur), onu da
kapsayacak biçimde elektrik kabloları pazarındaki bütün faaliyetlerine ilişkin
dosya, bilgi ve belgeleri inceleme yetkisini kullanmasını haklı kılacak yeterli,
haklı ve somut bilgiye sahip olması gereklidir.
· Davacı Nexans SA’nın sahip olduğu
kısıtlı bilgiler ile Komisyon tarafından yürütülmekte olan soruşturmanın
konusunun sadece su altı yüksek gerilim kabloları olduğunu ispatlaması mümkün
değildir.
· Bu nedenle, GC, dosya kapsamında
Komisyon’dan çeşitli bilgi ve belgeler talep etmiş, iddiaları açıklığa
kavuşturmak için o bilgi ve belgeleri dava süreci içinde incelemiş ve inceleme
konusunu su altı elektrik kabloları pazarından farklı pazarlara genişletecek
haklı ve yeterli bir gerekçe tespit edememiştir.
· Dava sürecinde Komisyon, “fishing
erxpedition” konusu ile çeşitli itirazlar ileri sürmüştür. Bunlar arasından en
dikkat çekici olanı ise elektrik kabloları arasında açık bir fark olmadığı ve
bütün elektrik kablolarının aslında tek bir pazarda olabileceğini dile getiren
itiraz olmuştur.
· Ancak kaderin bir cilvesi olsa gerek, Komisyon’un
ayağına bizatihi kendisinin verdiği 19.7.2000 tarih, COMP/M.1882 sayılı PIRELLI/ BICC kararının ilgili ürün
pazarı tanımlamaları dolanmıştır ki Komisyon’un burada faka basması gerçekten
düşündürücüdür. Bahse konu PIRELLI/ BICC
kararının ilgili kısmı şu şekildedir:
‘[T]he
production and sale of [low and medium voltage electric] cables on the one hand
and [high and extra-high voltage electric] cables on the other hand are
distinct markets: First, there is no demand-side substitutability between these
products. Secondly, switching costs and time from production of lower to higher
voltages are significant. Thirdly, the limited supply-side substitutability
does not have an impact equivalent to the (missing) demand substitution effect.
… Finally, a distinction between [low and medium voltage] on the one hand and
the higher voltage ranges ([high and extra-high voltage]) on the other hand is
required due to the different competitive conditions governing the supply and
demand of these products. However, the Commission considers that there is not
enough evidence to maintain that fluid-filled [electric] cables of extra-high
voltages form a distinct product market from [extra-high voltage] cables
manufactured with the use of other techniques (mainly [cross-linked
polyethylene extrusion]), given that all producers and a large majority of
customers in Europe consider these cable types as substitutes.’
· Bu tanımlamadan da açıkça görüldüğü
gibi, aslında yüksek gerilim elektrik kabloları ile orta ve alçak gerilim
kabloları arasında ilgili ürün pazarının tespiti şartları uyarınca önemli
farklılıklar bulunmaktadır.
· Bütün bu gerekçelerle GC, Komisyon’un “bütün
elektrik kabloları aynı pazardadır, hepsine bakabiliriz, zaten elimde bu
kartelin diğer pazarlara da sıçradığına ilişkin kuvvetli şüpheler var...”
iddiaları ile aslında ayrı ayrı pazarlar olan yüksek, orta ve alçak gerilim
kabloları pazarlarına ilişkin Nexans SA’da yaptığı yerinde incelemenin, bu
şekilde genişletici bir şekilde yapılabilmesi için Komisyon’un ikna edici ve
yeterli sebebi olmadığına karar vermiş ve soruşturma kararının su altı ve yer
altı yüksel gerilim kabloları dışında kalan kısmını iptal etmiştir. Toplam yedi
itiraz başlığının diğer altı tanesini ise reddetmiştir.
Bu iptalin
soruşturmanın sonucuna nasıl yansıyacağı hususunda ise belirsizlikler
bulunmaktadır. Süreç önümüzdeki dönemde netlik kazanacaktır. Bu iptal kararının
soruşturma sonucuna nasıl yansıyacağından bağımsız olarak, kararın bizatihi bu
kadarının bile aslında çok önemli mesajlar içerdiğini düşünüyorum.
Eski bir uzman olarak yaptığım yerinde incelemelerde “…tamam zaten bir teşebbüste yapılan yerinde incelemede, o teşebbüsün faaliyet gösterdiği pazarların ayrımı yapamadan her yere bakmak normal ama sadece alınacak belgelerin yetki belgesinde yazanla tutarlı olması yeterli” düsturunu benimsemiş birisi olarak Nexans kararını ilk
okuduğumda "evet aynen benim düşündüğüm gibi söylemiş GC" diye düşünmüştüm. Ancak kararı bir kez
daha dikkatlice okuduğumda, yapılan atıfların hep “inspection” olarak yapıldığını fark ettim. Yani yetki
belgesinde yazmayan bir konuda teşebbüsten bilgi veya belge almak bir yana
dursun, bütün tartışmanın daha işin başındaki yerinde inceleme yapma kısmında ortaya
çıktığını fark ettim.
GC, kararın 63.
paragrafında özetle “Komisyon uzmanlarının ihlale delil olabilecek nitelikte
olan bilgi ve belgeleri bulabilmek için her yeri inceleyebilir, aksi bir durum
zaten bu belgelerin saklanmasına ve kötü niyetli uygulamalara neden olabilir…”
derken, bir sonraki paragrafta özetle “…Ey
Komisyon, incelemelerini (belge
almayı demiyor inceleme diyor) sadece yetki belgesindeki konu ile
sınırlayacaksın, teşebbüslerde sadece ilgili yerlere bakabilirsin ve konu ile ilgili yerler dışında başka yerleri
inceleyemezsin; aksi halde teşebbüslerin savunma hakkını kısıtlarsın…” denilmektedir.
Yani 63. paragrafta “…Nexans SA’ya gidince ihlal konusu
belgeleri ortaya çıkarabilmek için yetki belgesinde yazsın veya yazmasın her yere
tabi ki bakılabilir…” denilirken, 64. paragrafta ise “…Komisyon uzmanları Nexans SA’da yalnızca yer altı ve su altı yüksek
gerilim kabloları ile ilgili yerlerde inceleme yapabilirler, diğer pazarlara
ait yerlerde inceleme yapamazlar veya görüşme talep edemezler…” şeklinde bir yorum yapılmıştır.
İlk bakışta bir önceki
paragrafta izin verdiğini bir sonraki paragrafta kısıtlamış gibi gözükse de
aslında burada vurgulanmak istenen ana fikrin “…yetki belgesinde yazan inceleme
konusu sınırları dâhilinde her belgeye, bilgiye ve bilgisayara bakabilirsin,
yeter ki elinde bulunan yetki belgesi dışında kalan pazarlardaki (örneğin
burada yer altı ve su altı yüksek gerilim dışında kalan elektrik kabloları
pazarları) incelemelerini haklı gösterecek sebeplerin olsun (örneğin Bay X
telefon kabloları pazarında görevli ama ben onun bilgisayarına bakıyorum çünkü
yetki belgesindeki konu kapsamında baktığım Bay A’nın bilgisayarından su altı
ve yer altı kablolara ilişkin Bay X ile yazışmalar yapılmış gibi)…” şeklinde
formüle edilebileceğini düşünüyorum.
Türkiye açısından durum
incelendiğinde, yerinde inceleme yetki
belgelerinin çok genel veya çok geniş olması, teşebbüslerin savunma haklarını
kısıtlaması veyahut yerinde inceleme belgesinde yazmayan bir konuya ilişkin
belge alınması gibi Danıştay’a bugüne kadar yansımış bütün itirazların reddedildiği
görülmektedir. Bugüne kadar Danıştay ya
da Bölge İdare Mahkemesi, GC'nin Nexans SA kararına benzer bir karar vermemiştir. Şayet GC'nin Nexans kararının bir gün Türkiye'ye yansıması gibi bir durum söz konusu olursa, bahse konu mahkemelerin“…yeterli ve haklı bir gerekçe olmadan yetki belgesinde A
sektörü yazarken Rekabet Kurumu uzmanları gidip şirketin B sektöründeki
faaliyetlerini de incelemiş, ve incelemekle kalmamış, bir de bilgi ve belge
almış, bu durum kanuna aykırıdır…” şeklinde bir karar verilebilmesi mümkün olabilir diye düşnüyorum. Aksi halde GC’nin de kararında belirttiği gibi,
inceleme konusu bir X şirketine A sektöründeki ihlal şüphesi ile gidilip, bu
şirketin faaliyet gösterdiği ama yetki belgesinde yazmayan B, C, D, E ve F
sektörleri de o şirkete hazır gidilmişken incelenecektir ki bu da savunma
hakları açısından önemli problemler doğurabilecek nitelikte bir yaklaşım
olacaktır diye düşünüyorum.
Bir sonraki yazıda
görüşmek dileğiyle…