Herkese
Merhabalar,
Hepinizin bildiği gibi Rekabet
Kurulu'nun Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 12 banka hakkında
Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun (RKHK) 4. maddesini ihlal ettikleri
gerekçesiyle 08.03.2013 tarihide idari para cezasına hükmetmiş ve kararın detaylarını
bize sunan gerekçeli karar 15.7.2013 tarihinde yayımlanmıştır.
Bunun üzerine, rekabet ihlali yapan ve Rekabet Kurulu’nun
idari para cezası verdiği 12 bankadan birisi olan ve ihlalin devam ettiği
tarihlerde taşıt kredisi kullandığım Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. (“Davalı”)
hakkında, rekabet ihlalin gerçekleştiği dönemde kullandığım taşıt kredisi
nedeniyle ödediğim yüksek faizden kaynaklanan zararımın tazmini amacıyla
RKHK'nın 57inci ve 58inci maddelerine dayanarak Anadolu 17. Asliye Ticaret
Mahkemesinde tazminat davası açmıştım.
Davanın bugüne kadar ki süreci şu şekilde gelişmiştir:
1)
Dava
açılış tarihi-1.8.2013.
2)
Dosya
üzerinde incelemenin tamamlanması-2.8.2013
3)
Tensip Tutanağının tarafıma
tebliği-21.8.2013
4)
Ara
Karar Verilmesi-2.9.2013
a.
Davalı
vekili 28.8.2013 tarihli dilekçesinde, HMK 127. maddesi uyarınca sahip olduğu 2
haftalık süreye ek olarak 1 aylık ek süre talep etmiş ve talep Mahkemece kabul
edilmiştir.
5)
Davalı
vekilin dilekçesinin tebliği ve dilekçedeki ana unsurlar-7.10.2013
a.
Dava haksız ve hukuki
dayanaktan yoksundur ve reddi gerekir.
b.
Yetki itirazı vardır.
Davanın yetkili mahkemesi İstanbul Çağlayan’dır.
c.
Taşıt Kredilerine
uygulanan faiz konusunda müvekkile isnat edilen herhangi bir ihlal yoktur.
Müvekkil bu nedenle davalı sıfatına sahip değildir.
d.
Rekabet Kurulu
kararına açılan iptal davasının kesinleşmesinin HMK 165 gereğince bekletici
mesele yapılması gerekir.
e.
Haksız fiilden doğan
tazminat sorumluluğu şartları oluşmamıştır.
f.
Davacı, müvekkilin
RKHK kapsamında bir ihlalde bulunduğunu ispat etmek durumundadır.
g.
Rekabet Kurulu kararı
hukuka aykırıdır.
h.
Davacının zararı
ispatla yükümlüdür ve dilekçesinde sunduğu deliller ile zararını ispat etmemiş,
yanlış zeminden hareketle farazi bir hesaplama yapmıştır. Bu da davanın reddini
gerektirmektedir.
i.
İlliyet bağı davacı
tarafından ispat edilememiştir. Bu nedenle dava reddedilmelidir.
j.
Kartel iddiası ve üç
katına kadar tazminat iddiası mesnetsizdir.
6)
Davalı vekilin cevaba
cevap dilekçesinin tebliği ve dilekçedeki ana unsurlar-29.11.2013
a.
Yapılan savunmaların
kabul edilmesi mümkün değildir.
b.
Kesinleşmemiş Rekabet
Kurulu kararının hukuka aykırılığın tespiti için yeterli olduğu iddiası,
davacının yargı kararlarını müstakilen tanımadığı anlamına gelir.
c.
12 bankanın, Rekabet
Kurulu kararında belirtilen ve kredi ve mevduat faizleri pazarında vuku bulan bütün
ihlallerden müteselsilen sorumlu olduğu iddiası kabul edilemez. Taşıt
kredilerine ilişkin kartele ilişkin ileri sürülen Belge 6’da müvekkilin ismi
geçmemektedir.
d.
Rekabet Kurulunun
hukuka aykırı kararının kabul edilmesi söz konusu değildir.
e.
Bu nedenlerle dava
reddedilmelidir.
7)
Ön İnceleme Tensip
Tutanağının tarafıma tebliği ve dilekçedeki ana unsurlar-10.12.2013
a.
Ön incelemenin 25.3.2014
tarihinde duruşmalı olarak yapılmasına,
b.
Henüz sunulmayan
belgelerin sunulması için taraflara 2 haftalık süre verilmesine karar
verilmiştir.
8)
Ön İnceleme
Tutanağının tarafıma tebliği ve Karardaki ana unsurlar-22.4.2015
a.
25.3.2014 tarihinde
belirlenen saatte celse açıldı.
b.
Dosya incelenerek
yapılacak işlem kalmadığından duruşmaya son verildi.
c.
Ayrıntıları zaman
darlığı nedeniyle gerekçeli kararda açıklanmak üzere;
i.
Mahkemenin yetkisizliğine,
ii.
HMK’nun 20. Maddesi uyarınca dosyanın talep halinde ya da karar kesinleştiğinde yetkili ve görevli İstanbul
Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
iii.
HMK 331 maddesine göre
harç, masraf, ve vekalet ücreti konusunda yetkili mahkemece karar verilmesine
dair tebliğden itibaren 15 gün içinde yargı yolu açık olmak üzere davacı ve davalı
vekilin huzurunda karar verilmiştir.
9)
Yargıtay 11. Hukuk
Dairesine yetkisizlik kararının bozulması için başvuru ve başvuru dilekçesindeki
ana unsurlar-5.4.2014
a.
, RKHK m. 57’de yer
alan ve üçüncü kişilerin zararlarının tazminini öngören hükümler doktrinde de
kabul edildiği üzere haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır.
b.
RKHK’ya aykırılıktan
kaynaklanan zararlar, zarar veren ile zarar gören arasındaki bir sözleşmeden ya
da borç ilişkisinden doğmamaktadır.
c.
Oluşan zarar herkese
karşı yerine getirilmesi gereken bir yükümlülüğün ihlalinden ve teşebbüslerin
hukuka aykırı eyleminden kaynaklanmaktadır.
d.
Rekabet ihlalinden
kaynaklanan zararlarda zarar veren ile zarar gören arasında bir borç ilişkisi
olmadığından ve olsa bile zararın kaynağını herkese karşı yerine getirmesi
gereken bir yükümlülüğe aykırı davranılması oluşturduğundan, bunun bir haksız
fiil sorumluluğu olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır.
e.
Davalı da dilekçesinde
rekabet ihlallerinden kaynaklanan tazminat davalarında haksız fiil
sorumluluğuna dayanılarak tazminat talep edildiğini kabul etmiştir.
10) Yargıtay 11. Hukuk
Dairesinin Kararının tarafıma tebliği ve Karardaki ana unsurlar-4.11.2014
a.
RKHK’ya aykırılık
teşkil eden eylemler bir haksız fiil çeşididir.
b.
6100 sayılı HMK’nın 16’ıncı
maddesi uyarınca haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya
zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar
görenin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
c.
Bu durumda, 17. Asliye
Ticaret Mahkemesi tarafından HMK’nın anılan maddesi gözardı edilmek ve
davalının merkez adresi nazara alınmak suretiyle yazılı şekilde yetkisizlik
kararı verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
d.
Açıklanan nedenlerle,
davacının temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına bozulmasına
karar verilmiştir.
11) Davalının Karar
Düzeltme talebini içeren dilekçenin tarafıma tebliği-23.12.2014
12) Davalının Karar
Düzeltme dilekçesine cevap-05.01.2015
13) Yargıtay 11. Hukuk
Dairesinin Kararının tarafıma tebliği ve Karardaki ana unsurlar-02.07.2015
a.
HMK’nın 440. Maddesi 3.
Fıkrasının 3 numaralı bendi uyarınca görevsizlik, yetkisizlik, hakimin reddi,
dava veya karşılık davanın açılmamış sayılması, davaların birleştirilmesi ve
merci belirtilmesi kararlarının onanmasına veya bozulmasına karşı karar
düzeltmesi talebinde bulunulamaz.
b.
Anılan sebeple, davalı
vekilin karar düzeltme dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Yukarıdaki aşamalardan da
görülebileceği gibi, tazminat davasının yaklaşık 2 yıllık bir süreç sonucunda
ancak yetkisizlik itirazı kısmı çözülebilmiştir. Şayet Kapatılan 17. Asliye Ticaret
Mahkemesi kararında direnmez ise, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin verdiği kararı
sonrasında davanın esasına geçilmesi ve tarafıma bir duruşma günü verilmesini
beklemekteyim.
Konuya ilişkin yeni gelişmeler
olduğunda sizlerle tekrardan paylaşacağım.
Görüşmek üzere…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder